Hangi Balığı Beslemeliyim?

20-01-2018 17:13
Hangi Balığı Beslemeliyim?
Yazan: Refet Ali YALÇIN
 
Hangi türü beslemeliyim sorusu hobideki açık ara en sevmediğim iki sorudan biri, diğeri ise kaç tane balığın var sorusudur. Sadece yeni başlayan birisi bu soruyu sorduğunda durumu hoşgörülebilir, hobiyi bilen birisinin bu soruyu sorması son derece üzücüdür. Başkasının zevklerine ve piyasa değerine göre balık bakmak hobi zihniyeti ile bağdaşmaz. 
 
Ben seçim yaparken iki yol izlerim.
1- Beğendiğim bir balık varsa ona yönelik bir akvaryum kurarım, veya balık profillerini, tanıtımları, akvaryumcuyu, videoları vb. gezerken hoş bir balık gördüysem onu incelerim. İstediği şartlara bakarım, gerekli şartları sağlayacağımı düşünüyorsam (su, sıcaklık, ışık, hacim, su değişimi, yemleme, tank arkadaşları vb.) alırım.
2- Beğendiğim bir biyotop tipi varsa ona yönelik bir akvaryum kurarım. Bu biyotopta beraber sorunsuzca bakılacak canlıları alırım.
 
Bir hobicinin bu aşamalardan geçerek  balık seçmesi, kendisine birkaç aday tür bulduktan sonra o türü araştırması ve/veya bilenlere bu tür hakkında tecrübesinin ve şartlarının uygun olup olmayacağına dair sorular sorması gerekmektedir. 
 
Eğer hobiye yeni başlıyor ve deneyim elde etmek istiyorsanız hangi türü beslemeliyim sorusu normaldir. Bilmediğiniz bir dünyaya adım atıyorsunuz ve binlerce türe sahip bir yelpazeden seçim yapacaksınız. Yeni başlayan hobiciler çoğunlukla ilk olarak japon balıkları ve canlıdoğuranlar ile akvaryumlarını renklendirirler. Peki bu seçimler ne derece doğrudur?
 
Seçim yapmak istiyorsak önce nelere göre seçeceğimize, yani kriterlerimize karar vermeliyiz. İlk sırada su şartlarına dayanıklılık gelir zira yeni başlayanların en çok sıkıntı yaşayacağı şeylerin başında gelir. Su değerlerindeki (sıcaklık, pH, klor) uygunsuzluklara ve/veya değişimlere balığın iyi derecede tolere etmesi gerekir. İkinci özellik balığın karakteridir. Balık akvaryumda saldırgan, huzur bozucu tavırlar sergilememelidir. Üçüncü özellik ise balığın geldiği boydur. Pek çok küçük sevimli balık yeni başlayanların genellikle seçtiği küçük akvaryumlara birkaç ay içinde sığmaz hale gelebilirler. Bunlar dışında sırasıyla; hastalıklara karşı dayanıklılık,  beslenme tarzı, yem seçmesi doğal şartlarındaki günlük değişimleri (ışık, sıcaklık gibi) gelir. 
 
Bu değerlerle canlıdoğuranları incelediğimizde gerek deri hastalıklarına kolay yakalanmaları, gerekse de yeni geldikleri akvaryumlarda kötü su şartlarına karşı dayanıksız olmaları nedeniyle Canlı doğuranların asla kolay balıklar olmadığı bilinmelidir. Çok zor da değillerdir, oturmuş akvaryumlarda senelerce bir koloni bolca üretilip bakılabilir ancak yeni tanklarda yeni başlayan hobiciler için sorun yaratma ihtimalleri çok fazladır. Küçük cüsseleri nedeniyle hastalığa karşı fazla direnç de gösteremez çok çabuk ölürler. Kötü su şartlarında mantara ve diğer hastalıklara çok kolay yakalanırlar. Özellikle yapay seleksiyon sonucu eski dirençleri kalmamıştır, orjinaline yakın olduğu için endler biraz daha dayanıklıdır. Kolay üremeleri insanları cezbetse de, başardım sandırsa da bu bir aldatmacadır. Kolay üremesi ile balığın kolay bir balık olması arasında doğrudan bir bağlantı yoktur.
 
Japon balıklarına göz attığımızda daha iyimser bir tablo görüyoruz. Zaten daha fazla dayandıkları için küçücük fanuslara canlıdoğuran koyulamazken, japon balığı koyulabiliyor. Japon balığının su değerlerine çok iyi tolere ettiğini söyleyebilirim. Hızlı bir süreçte olmasa da büyük boyutlara ulaşır, büyük boyutlarda su şartlarında daha hızlı bozulmaya sebep olabilir bu yüzden akvaryum küçükse büyük balık alınmamalıdır. Japon balığında dikkat edilmesi gereken nokta uzun süreler akvaryumda yapay seleksiyonla üretilmiş inci gövde, balon göz gibi balıkların diğer vahşi olanlara yakınlara nazaran daha dayanıksız olmasıdır. Bağışıklık sistemleri daha zayıf olduklarından su şartlarından daha kolay etkilenebilip, hastalıklara da daha kolay yakalanabiliyorlar. Bu yüzden turuncu düz japon veya en azından altınbaş gibi nispeten daha dayanıklı olanları seçilmelidir.
 
Amerikan Zebra Cichlid de sık kullanılan bir başlangıç balığıdır. Su şartlarına tolere olsun, geldiği boyut olsun yeni başlayan balığı olmak için çok idealdir. Ancak ne yazık ki özellikle küçük akvaryumlarda çok ciddi kavga ve ölümlere sebebiyet verip yeni hobicileri hobiden soğutabilir. Bu bağlamda uyumlu bir çift almak çok önemlidir. Kimi zaman çiftler arasında dahi ciddi kavgalar yaşanabilmektedir. Kavga dönemlerinde ayırma, gözlemleme, dekor değişikliği gibi tecrübe yönelik adımlar gerektiği için başlangıçta uzak durulmalıdır.
 
Tetrazon; Amerikan Zebra ile benzer özelliklere sahip, dayanıklı ancak sert bir balıktır. Akıntı ve geniş yüzme alanı gibi istekleri de olduğundan Tetrazon da yeterli boyutta bir akvaryum ve yeterli sayıda tetrazon yoksa iyi bir seçim olmayacaktır. Üstelik diğer balıklara da huzursuzluk verirler, uzun yüzgeçli balıkların yüzgeçlerini tırtıklarlar.
 
Melekler dayanıklılık, su şartlarına tolere ve sertlik bakımından ideal olmasa da, iyi bir yeni başlayan hobici balığıdır. Dikkat edilmesi gereken husus hızlı büyüdüğünden ve yüksekliğinden dolayı hacimli ve yüksek akvaryumlar gerektirdikleridir.
 
Köpek Balıkları ise aşırı hızlı büyüdüğünden dolayı diğer özelliklerine dahi bakılmadan 300 litre altı akvaryumlarda düşünülmemesi gereken bir türdür.
 
Amerikan Cüce cichlidleri; su şartlarına fazla tolere edemeyen ve fazla yem seçen balıklar olduğundan üstelik de ülkemize gelen balıkların çok büyük yüzdesi akvaryumcularda iyi beslenemeyip zayıf kaldığından yeni başlayanlar için uzak durulması gereken türlerdendir. 
 
Afrika cüce cichlidlerinden Kribensis ise; şartlara uyumu, barışçıl yapısı, uygun boyutu ve hastalığa dayanımı nedeniyle ideal bir yeni başlayan balığıdır.
 
Kribensis ile birlikte zebra danio da harika, uyumlu, sağlam ve sağlıklı yapısı ile çok iyi bir yeni başlayan balığıdır, birlikte uyumla beslenebilirler.
 
 
Neon, kırmızı burun gibi Amerikan Tetraları su şartlarına oldukça duyarlı, fazla hata kaldırmayan balıklar olduklarından yeni başlayan hobicilerce seçimi uygun olmayacaktır.
 
Malawi Cichlidleri; kötü su şartlarına ve hastalıklara dayanıklı olmaları nedeniyle cazip görünse de büyük boyutları ve saldırganlıkları nedeniyle can sıkıcı olabilirler. 1 erkek 4 dişi 8cm civarında Sarı Prenses 120 litre akvaryum için çok uygun olacaktır. Ancak cinsiyet seçimi konusunda işi bilen birilerinden yardım alınmalıdır. Yapılan en büyük hatalardan biri Malawiler'den 2'şer 3'er toplam 8-10 yavru alıp küçük bir akvaryuma koymaktır. Yavru balıklar doğada sürü halinde gezip beslendikleri için az sayıda bir de küçük akvaryumda saklanıp, strese girip hastalıklara yenik düşeceklerdir. 100 litreden küçük akvaryuma 6 cm'den küçük malawi alıp koymak yeni başlayanlar için uygun değildir. Hatta bu konuda genelleme yapıp yeni başlayanlara hiçbir balığın yavrusunu almamalarını öneririm.
 
Tanganyika Cichlidleri tür sayısı olarak olmasa da cins olarak Malawiler'den daha çeşitlidir. Fazla büyüyen pek çok tür zaten yeni başlayanları fiyatlarıyla da cezbetmeyecektir. Bununla beraber iri boyutlara gelip saldırgan olurlar. Tanganyika cichlidleri'nin hepsi suya hassastır. Belirli derecelerde tolere edebilen olsa da özellikle klora tolereleri Malawiler'den çok daha azdır (En hassaslardan birisi Calvus'dur). Malawi'den geçiş yapmak düşünülürse genç veya yetişkin 4cm'den küçük olmayan Brichardiler iyi seçim olacaktır. Uyumlu balık seçilirse; üreme dönemlerinde kavga etmeleri bir yana, kardeşler küçük kardeşlerinin bakımına, yuva korumasına bile yardım ederler.
 
Beta ve Gurami su şartlarına belirli derecede tolere edebilen, uygun boyutlu, hastalıklara dayanıklı iyi birer yeni başlayan balıklarıdır. Betalarda 2 erkek olmaz ancak 1 erkek 5-6 dişi ile beraberce beslenebilir. Guramiler de tatlı sert bir takım kavgalar yapabilse de yüksek popülasyon ve/veya dişi sayısı erkeklerin ilgilerini dağıtmaya yetecektir.
 
Discus balığı çoğu kişiyi hobiye çeken bir balıktır. Ancak ulaştığı boy ve kimi zaman çıkmaza sürüklenen kavgalar nedeniyle yeni hobicileri endişelenedirip hobiden soğutabilir. Bu yüzden yeni hobicilerin ilk etapta düşünmemesi gereken bir türdür. Bunun dışında su şartlarına tolere, hastalığa dayanıklılık ve yem yeme üzerine zorluğu hakkında çeşitli yorumlar bulunmaktadır. Bu yorumların hepsine katılıyorum. Hem çok zor hem çok kolay balıklar. Bu zorluk ve kolaylık balığa göre değişmektedir. Geldiği yere ve bakıldığı şarta göre su şartlarına ve hastalıklara dayanıklılığı hayal edilemeyecek derecede fark olabilir. İleride bir gün alınırısa bu balıkta da yapılacak en büyük yanlışlardan biri küçük discuslardan başlamak olacaktır.
 
Unutmayalım akvaryumdaki sorunlarımızın önemli bir kısmı yanlış balık seçimi nedeniyle olmaktadır. Belirtilen tür seçimine ek olarak, ilk başlarda tek tür beslemek, dişi erkek oranı önemliyse işi bilen birine seçtirip satıcıdan garanti almak, karantina tankımız yoksa bir balığın sağlıklı olmasından emin olup birkaç gün gözlemleyip almak gerekir.
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.